Mustafa Ünalan

Mustafa Ünalan

Mail: mustafaunalan@hotmail.com

Bismillahirrahmanirrahim ŞEFAAT

                           Şefaat, sözlük anlamı itibariyle araya girmek, iltimas etmek, yardım etmek, destek olmak, bir işe delalet ve tasavvut etmek ve aracı olmak anlamına gelen Arapça bir terimdir.        Geleneksel kültürde ise şefaat; hesap gününde bunalan , sıkılan veya cehennemde bulunan mü’minlerin, hesap gününün sıkıntısından veya cehennemden kurtulmaları için Allah’ın sevgili kullarının (peygamber, veli vs.) onlar için aracılık etmeleridir.                Kur'an'da İse 28’ E  Yakın Ayet Var  Şefaat İle  İlgili Bunlar 4 Gurup     Birinci gurup ayete örnek: ZÜMER 44 MEALİ-De ki: «Bütün şefaat, Allah içindir. Göklerin ve yerin mülkü O'nun içindir. Sonra O'na döndürüleceksiniz. Böyle ayetlerden anlıyoruz ki şefaat sadece Allah'ın kontrolün de olan bir konu ve kurum.     İkinci gurup ayetlere örnek: kafirlerle; müşriklerle ilgili ayetler mesela bakara:48 gibi: mealen bir kimseden diğer bir kimseye, bir şeyin ödenmeyeceği ve ondan (hiç kimseden) bir şefaatin kabul edilmeyeceği ve hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve onlara yardım edilmeyeceği günden sakının.                                                                        3. Gruba giren ayetler bakara 255 deki Ayetel Kürsü diye bildiğimiz  meleklerin şefaatinden bahseden ayetler mesela Necim süresi 26 :  mealen her ne kadar göklerdeki melek sayısı çoksa da, Allah'ın dilediği ve razı olduğu kimseler için verdiği şefaat izni olmadıkça, onların şefaati hiçbir fayda sağlamayacaktır.                                                     Dördüncü gurup şefaatın yardımın dünyada olduğudur. Tüm  Peygamberlerin ALLAH'dan aldıkları emir ve yasakları ümmetlerine öğretmeleri gibi son peygamberimizde aynı görevi yapmıştır yirmi üç sene aralıksız ümmetine dünya ve ahiret ayetlerini anlatmış tebliğ etmiş  öğretmiş yaşamış yaşayanlara örnek olmuştur. Veda hutbesinde de Müslümanları tebliğ ettiğine şahit tutmuştur. Gerçekten ustanın çırağa  öğretmenin öğrencisine öğrettiği gibi işte tamda bu ŞEFAAT olmuştur. Buna delil vereceğim ayetlerden biride böyle der: Aliimran 20:mealen: Buna karşı seninle münakaşaya kalkışırlarsa de ki: "Ben, bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allah'a teslim etmişimdir". Kendilerine kitap verilenlere ve (kitap verilmeyen) ümmîlere de ki: "Siz de İslâm'ı kabul ettiniz mi?" Eğer İslâm'a girerlerse hidayete ermiş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen şey ancak tebliğ etmektir. Evet şefaatla ilgili bu ayetler topluluğunu bir bütün olarak incelediğimizde şefaatın Allah'ın izninden rızasından dilediği kişilerden bahsediyor bu razı olduğu kullarını  zaten Allah cehenneme koymaz ki razı olduğu kul cennete girer. ŞEFAAT: o zaman var ama asla Allah’ın cehenneme koyduğu kulunu Allah'a rağmen oradan kullarının müdahalesiyle yanlış yaptım bir düşüneyim de sizin hatırınıza çıkartayım  diyecek değildir. Allah’ın kararına emrine karşı gelmek beğenmemek kimsenin haddine değildir. Fakat şu olabilir ŞEFAAT Kelimesinde gerçek anlamına denk gelen cennete girecek defteri sağ tarafından verilenlere o meleklerin o kullarının cennette bir üst makama ve  o yere götüren veya sizler cennetliksin diye müjde verecek kişiler olabilir. Mesela NİSA süresi 69'uncu ayetindeki o kişiler şunlar: Allah'a ve Peygamber'e itaat eden kimseler, Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, Hakka sadık kalanlar, hayatını imanına şahit kılanlar ve iyiliği yayanların safında olurlar. Bunlar ne güzel dostturlar. ALLAH bu ayetlerdeki özeliği taşıyan kullarına imtihandan sonra cennetliklere müjde verenler olacağını anlatıyor. Yine Isra 15'de peygamber göndermediğimiz uyarmadığımız topluma azap etmeyiz derken yine her toplumu o toplumun peygamberleriyle yargılarız der. NECİM 26 da bahsedilen melekler; ve Nisa 69 da bahsedilen  kişiler şefaat edip cehennemden çıkartan kişiler değil cennetlik kullarına müjde veren o izin verilenlerdir. Dünyadan örnek verecek olursak bir diploma töreninde  bir açılışta önceden belirlenen kişilere  şu diplomayı şu  plaketi; ödülü şuna şuna ver denilir şefaat izini verilenlerde bunun gibi Allah'ın emrini mükafatını o kişilerin bildirmesi gibi. Mesela  bir beyin jimnastiği yapacak olursak neden Ayetel Kürsüde geçen bakara 255ve necim 26 da geçen şefaat izni verilen meleklere Müslümanlar dualarında bu meleklerin isimlerini söyleyerek Cebrail, Mikail ölüm melekleri gibi meleklerden bize şefaat edin diye dua etmiyorlar da felan şeyh felan mezhep tarikat  şefaat et derler bur da bir kezat  yok mu? Bunlar önce  bir araya gelip kan ağlayan İslam topraklarına şefaat edip kanı durdursunlar bizde şefaat yetkilerini  bir görelim oysa Allah şefaat izni vereceği meleklerden bahsediyor.İnsan ismi demiyor neden böyle yapıyoruz? Yaptırıyorlar?  Bir düşünelim akledelim,sorgulayalım. ALLAH'ın tek affetmediği gurup: Nisa 116 MEALEN: Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları, dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a ortak koşan, kuşkusuz, derin bir sapıklığa düşmüştür. Fakat şu guruptaki ayetlerde de sanki tüm Müslümanları cennetine koyacağını anlatıyor. Mesela Nisa 31-40 Enam 160 Bakara 261 ayetler büyük günah hariç küçük günahların örtüleceğini, bire on kat, yedi başak her başakta yüz tane bulunan buğday danesi misalleri vererek iyiliğin karşılığının kat kat olacağını söyler fakat kötülüğün karşılığının bir tane olduğunu tövbe edenin o günahını da bağışlayacağını sevaplar ve günahların tartılacağını sevabı ağır gelenin cennete gireceğini söylediği onlarca ayet varken. Yine cennetinin genişliğini Allah yer ile gök ve kat kat daha büyük olduğunu söylüyor evet bu ayetlere baktığımızda Müslümanın müminin ne işi var cehennemde? Rad süres23-24 de günahı çok olan Müslümanı mahşerde çokça bekletilip cehennemde değil fakat mahşer yerinde bekleye bekleye bekleme ızdırabı  çektikten sonra  en son dünyadaki  öğrencinin kanaat  notu ile  geçmesi gibi fakat sadece Allah’ın kanaati ile  en son oda cennete gireceğini anlatır rad süresi. Acizane bir soru sorayım şefaat’ın cehenneme girmiş kulların oradan şefaat yolu ile çıkacak diyen inananlara araştırın bakalım ALLAH'IN cehenneme koyduğu  kulunu sonradan cennetine alacak diye bir tane ayet var mı? soruyorum şu şu ayetler bak cehenneme koyduğu kulunu sonradan bir müddet sonra cennete geçecek veya cennete geçirilecek diye Kuran'da bir tane ayet varsa söylesinler. Fakat cehenneme girenin orada ebedi kalacağını anlatan onlarca ayet var. Mesela Mümunun süresi 102-103-beyyine 6 tövbe 63 gibi onlarca ayet cehennemin ebedi  olduğunu söyler. O halde kitabımız Kuran'daki emir ve yasaklara uyup Peygamber'imiz gibi yaşamaya çalışıp mükafatını da sadece Allah'tan beklemeliyiz. PEYGAMBERİMİZ ne güzel izah etmiş konumuzu şu hadisi ile:    "Ey kızım Fatıma!, Babam Peygamber diye güvenme Rabbine karşı kulluk vazifeni yap, Eğer Allah'tan nefsini satın alamazsan vallahi ben bile senin namına hiçbir şey yapamam.. Müslim iman 89 hadis no351.Saygılar Selamlar
Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar