Mademki aileyi ve boşanmaları konuşuyoruz, mademki bu konu çok önemli, o zaman hiç kimsenin söylemediği veya söylemeye cesaret edemediği bu konuyu da biz söylemiş olalım;
Boşanmaların en önemli nedenlerinden biri de karı-koca arasındaki cinsel sorunlardır. Hem de inanamayacağınız kadar yaygın bir sıklıkta…
Çünkü cinsel sorunlar, öncelikle bizatihi kendisinden (yani yaşam kalitesinin azalmasından) ve ayrıca da neden olduğu gerilim, tartışma ve kavgalardan dolayı boşanmalara neden olur.
Ama ne gariptir ki bunların çoğu da kayıtlara ‘’şiddetli geçimsizlik’’ olarak geçer. Çünkü bazı çiftler –ne pahasına olursa olsun- bu sorunu dile getir(e)miyorlar. Hatta bazıları olayın bundan kaynaklandığını fark bile edemeden boşanıyor.
Ama en hazini de ‘’bizim cinsel bir sorunumuz yok’’ diyen nice çiftin aslında cinsel hayatlarının hiç olmaması. Çünkü çiftleşmeyi cinsellik sanıyorlar, daha doğrusu cinselliği çiftleşmeden ibaret görüyorlar.
Şunu rahatlıkla iddia edebilirim ki, cinsel yaşamları sağlıklı/mutlu olan eşler kolay kolay boşanmıyorlar. Çünkü ayrılamıyorlar, ayrılamazlar. Aralarındaki çekim buna fırsat vermez. Hele buna sevgi ve merhameti de katmayı başarırlarsa müthiş bir senkronizasyon sağlamış olurlar. Ve artık bu çifti -kolay kolay- hiçbir sorun ayıramaz...
Var olan sorunlarını da ulaştıkları ‘’cinsel senkronizasyon’’ sayesinde hallederler. Pireyi deve yapmazlar. Onları gözlerinde büyütmezler. Çünkü öyle bir yüksek hayat kalitesine ulaşmışlardır ki, günlük sorunlar onların bu yaşam kalitesini düşüremez. Sorunlar kendiliğinden küçülür ve yok olur.
Ama cinsel yaşamı sorunlu olan çiftlerde ise en ufak bir sorun bile dağ haline gelir. Pire deve olur. Her an gerilim, tartışma ve patlama yaşanır. Bu tartışmalar var olan sorunları daha da artırarak kısır bir döngü oluşur. Ve sonunda da kaçınılmaz olarak boşanma yaşanır.
O halde, mademki gece gündüz aileyi konuşuyoruz, mademki aile bu kadar önemli, işte size aileyi kurtarmak için konuşulması gereken konulardan biri, hatta belki de en önemlisi. Hadi buyurun, madem öyle, bu olaya da bir el atalım, devlet, millet, bakanlıklar, STK’lar vs… Her kim yapacaksa...
Kime ne düşüyorsa gereğini yapsın, biz elimizden gelen desteği vermeye hazırız. Ama ‘’cinsel eğitim ortaokul biyoloji kitaplarında zaten var, başka ne yapılacak ki’’ diyenlerdenseniz, geçmiş olsun...
Zaten bu hataların çoğu üreme biyolojisi ile cinselliği karıştırmaktan kaynaklanıyor. Bazıları üremeye yönelik çiftleşmeyi cinsellik sanıyor, bağışlayın ama bunu hayvanlar da yapıyor zaten...
Oysa bakın -bizi yaratan, cinsellik içgüdüsünü fıtratımıza yerleştiren- Allah ne diyor?
‘’O’nun ayetlerinden -biri de- kendileri ile sükûn bulasınız diye sizin için kendi türünüzden eşler yaratması ve aranızda sevgi ve merhamet oluşturmasıdır. Şüphesiz ki bunda düşünen toplum için –nice- ayetler/ibretler vardır.’’ (Rum, 30/21)
Gördüğümüz üzere Allah bizim için üreyelim diye değil sükûn bulalım -yani orgazm olalım- diye eşler yaratmış(sükûn bulmanın tıbbi karşılığı orgazmdır). Üreme ise zaten bunun doğal bir sonucu olarak ortaya çıkar(42/11).
Son söz: Cinsel sorunlar boşanmaların ebetteki tek sebebi değil ama çok önemli bir sebebi. Mademki amaç aileyi kurtarmak o zaman kimsenin gündeme getirmediği -hatta fark etmediği- bu sorunu da biz hatırlatmış olalım, tepki çekmek riskine rağmen.
