Mustafa Ünalan

Mustafa Ünalan

Mail: mustafaunalan@hotmail.com

Talak 4’teki Adet Görmeyen (Amenoreli) Kadınlar Kim?

 Bu kadınların kim olduğunu anlamak için –Âdem ile Havva’dan beri bilinen- şu bilgileri dikkate almak yeterlidir, yani bunun için doktor olmaya gerek yoktur;

1-BİLGİ 1: Kadınlar, ergenlik çağından itibaren adet görürler. Ancak ergenliğe girdikten sonra adet görmeyen kadınlar da olur;

PRİMER AMENORE (hiç adet görmeme): Bu durum sekonder seks karakterleri normal olan 16 yaşındaki kızlarda %1-5’tir(1).

SEKONDER AMENORE: Âdetin 3 ay veya daha fazla bir süre ara vermesidir. Bu oran primer amenoreden daha yüksektir. Mesela Suudi Arabistan’da tespit edilen 18-25 yaş arası kadınlardaki amenore oranı %9,2’dir(2). (kaynak olarak bu çalışmayı seçmemin nedeni Arap toplumunda yapılmış olmasıdır). 

Demek ki hamilelik ve menopoz haricinde de kadınların yaklaşık %10’u adet görmüyor. Ve bunu, bu sorunu yaşayan kadınlar sayesinde Âdem ile Havva’dan beri her toplum da biliyor. 

2-BİLGİ 2: İddet, kendisi ile cinsel ilişki kurulduktan sonra dul kalan bir kadının başka bir erkekle evlenebilmesi için beklemesi gereken süredir(2/221;65/4). Kur’an’a göre zifafa girilmeden boşanan bir kadın hiddet beklemez. Nitekim ilgili ayet şöyledir;

‘Ey Mümin erkekler! Mümin hanımlarla evlenip zifafa girmeden önce onları boşadığınız takdirde, onların hiddet beklemelerini isteme hakkınız yoktur…’’(33/Ahzâb 49, Mustafa Öztürk meali)

3-BİLGİ 3: Kur’an, evlilik için ergenlik rüşt şartını koşar. Şöyle ki;

‘Ve yetimleri nikâh çağına ermelerine kadar gözedib deneyin, o vakit kendilerinden bir rüşd hissettiniz mi hemen mallarını kendilerine teslim edin’’(Nisa, 4/6, Elmalılı HY)

Görüldüğü üzere Kur’an hem nikâh çağından bahsediyor [iżâ belaġû-nnikâha] hem de –yetimler bağlamında- malların teslim edilebilmesi için rüşd/olgunluk şartını arıyor. Nikâh için mehir vermek şart olduğuna göre(4/25:5/5) demek ki sadece ergenlik bile yetmiyor, olgunluk da gerekiyor. Ama daha da önemlisi Kur’an’ın nikâh çağından bahsetmiş olmasıdır. Demek ki Kur’ana göre nikâhın bir çağı/dönemi var. 

Şimdi Talak 4’e Bu Bilgiler Işığında Bakalım;

‘Hayızdan kesilmiş olan kadınlarınız - şübhelendinizse - onların ıddeti de üç aydır, hayızgörmiyenler de öyle, yüklülerin ise ecelleri hamillerini vaz'ı etmeleridir ve her kim Allaha korunursa Allah onun işine bir kolaylık verir.’’(Talak 65/4, Elmalılı HY meali)

Buradaki hayız görmeyen kadınların amenoreli kadınlar olduğu (yani ergenliğe girdiği halde hiç adeti başlamayan veya adet gördüğü halde ara veren kadınlar olduğu) şu hususlardan anlaşılabilir;

1-Ayette ‘’ini-rtebtum’’ ifadesi ile ‘’eğer şüphede’’ iseniz denmektedir. Demek ki adetin olmaması gibi şüphede bırakan bir durum var. İşte bu durumdaki kadınların iddeti de tıpkı adetten kesilen(menapoza giren) kadınlar gibi 3 aydır deniyor.

2-Ayetin konusu iddet olduğuna ve iddeti de kendisi ile cinsel ilişki kurulduktan sonra boşanan  kadın beklediğine ve evlilik için de nikah çağı (ergenlik+rüşd) şart olduğuna göre, bu ayetteki adet görmeyen kadınlar ancak ve ancak nikah çağına (ergenlik+rüşde) erişen, evlenen, zifafa giren ve adet görmeyen (amenoreli) kadınlar olabilir. Ergenliğe girmemiş kızlar olamaz (ayetteki ifadenin kızlarınız şeklinde değil de ‘’min nisâ-ikum/kadınlarınız’’ şeklinde olduğuna da dikkat).(3)

Peki, Tefsir Prof. Mustafa Öztürk Bu Ayete Nasıl Meal Vermiş, Şimdi De Ona Bakalım;

‘Âdetten kesilmiş kadınlarınızın iddet süreleri konusunda şüphe ediyorsanız bilin ki onların iddet süreleri üç aydır. [Yaşlarının küçüklüğünden dolayı] hiç adet görmemiş kadınların iddet süresi de aynıdır. Hamile kadınların iddet süreleri ise doğum yaptıklarında sonar erer. Kim Allah’ın emirlerine itaatsizlikten sakınırsa Allah da ona işinde kolaylık ihsan eder.’’(65/Talâk 4, Mustafa Öztürk meali)

Öztürk, Bu Mealinin Altına Da Şu Açıklamayı Eklemiş;

‘Bu ayetteki vellâîlemyahidne ifadesi, çocuk yaşta evlenip dul kalmış fakat hâlen âdet görmemiş kız çocuklarının yeniden evlilik yapabilmesi için ne kadar bir süre iddet beklemesi gerektiği meselesiyle ilgilidir(Bkz.Taberî, İbn Atiyye).’’(Mustafa Öztürk, Talâk 4 açıklaması)

Allah aşkına sırf ‘’Kur’an henüz ergenliğe girmemiş küçük kızlarla evliliği ve onunla cinsel ilişkiyi onaylıyor, çünkü o indiği toplumun örfünü onaylayan tarihsel bir hitaptır’’ diyebilmek için reva mıdır Kur’an’a yapılan bu zülüm?  

Dikkat! Burada, ergenliğe girmiş ama günümüz şartlarında küçük kabul edilen mesela 14-15 yaşındaki kızların evliliğinden bahsetmiyoruz. Bunun 14 asır önceki Araplarda da bizde de var olduğunu biz de biliyoruz. Ama burada söylenenler bu değil ki; henüz ergenliğe girmemiş, mesela 7-8 yaşındaki bir kız çocuğu nikâhlanıyor, kendisi ile zifafa giriliyor, belli bir süre sonra –mesela 9 yaşında- boşanıyor ve hala adeti başlamamış olduğu için iddet bekliyor!

Ayetin konusu bu imiş!  Kız çocuğu ile müjdelenince yüzünü ekşiten Araplara ‘‘ne kadar da iğrenç düşünüyorsunuz’’ diyen bir Kur’an(16/58,59), bundan çok daha vahim/iğrenç olan, insan haysiyet ve.

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar